Empresyonizm akımının öncü sanatçısı Claude Monet’nin doğaya övgüsünü konu alan Meules tablosu aslında yalnız değil! Monet’nin resim kariyerinin başkenti olan Giverny’de 1890-91 yılları arasında resmettiği Saman Yığınları, orijinal adıyla Les Meules à Giverny, 25 eserden oluşan bir seri. Monet’nin Meules’ü sadece bir takım saman yığınını göstermiyor, aslında doğa-zaman ilişkisi konu alan bir varyasyon serisi.

Yazın sarı ışıkları ve kışın karın altında, gün batımı ve gün doğumunda, saman yığınlarını tekrar tekrar resmeden sanatçı, aslında aynı konuyu, farklı ışık ve atmosferle tekrar ederek doğanın canlılığını anlatıyor. Monet, sanatının imzası olan usta fırça darbeleriyle yarattığı illüzyonla, hareket halindeki doğanın canlılığını ve akan giden zamanı tablolarında yaşatıyor.

Saman Yığınları'nın felsefesini daha iyi anlamak için, Monet'nin sanat eleştirmeni arkadaşı Gustave Geoffroy'a mektubunda yazdığı şu cümlelere bakmak yeterli: “ Bu aralar çok çalışıyorum, farklı etkiler yaratan bir seriyle (saman yığınları) uğraşıyorum, ama bu mevsimde güneş çok hızlı batıyor ve ben takip edemiyorum… Devam ettikçe, başarmaya çalıştığım işin ne kadar büyük bir iş olduğunu da görüyorum”.

Saman yığınlarını, farklı mevsimlerde ve günün farklı zamanlarında, resmederek şaheser niteliğinde bir renk paletine imza atan Monet, bu seriyle, Fransız öykü yazarı Maupassant’dan soyut resmin kurucusu Kandinsky’e, birçok sanatçıya ilham kaynağı oldu ve olmaya devam ediyor.

Daha fazla bilgi: vogue.com.tr