Türk Dış Politikasının odak noktalarından birisi olan Yunanistan Devleti ve bu ülkenin halkını tanımlarken, tarihçiler ve siyasetçiler tarafından dört farklı sözcük kullanılmaktadır. Bunlar; Rum, Helen, Yunan ve Grek kelimeleridir. Rum: TDK'ya göre Rum sözcüğü: “Müslüman ülkelerde oturan Yunan asıllı kimse” şeklinde bir ifadeyle kendisine karşılık bulurken, tarihsel bağlamıyla: “Doğu Roma İmparatorluğu sınırları içinde yaşayan, Roma yurttaşı haklarına sahip olan halk” anlamını kazanmaktadır.

Helen: Büyük İskender, M.Ö 333 yılında Persleri mağlup ettikten sonra ulaştığı gücün neticesinde Akdeniz ve Anadolu coğrafyasında kendi kültürünü yayma olanağı buldu. Bu noktada Yunan-Makedon ortak kültürünün ürünü “Helenizm” ortaya çıktı ve kısa sürede taraftar topladı. Ulusçuluğun kendisine yer bulmaya başladığı 18. yüzyıl boyunca, özellikle de bu devrin ikinci yarısında, Yunanlılar arasında Antik Helen dünyasına atıflar yapılmaya başlandı. Bugün adını Yunanistan olarak bildiğimiz komşu ülkenin resmi adı “Helen Cumhuriyeti’dir. Grek: 19. Yüzyıldan itibaren, Batılı tarihçiler, Yunanlar ile Osmanlı arasındaki bağları koparmak maksadıyla, bu tanımın sahasını genişleterek yeni bir anlam atadılar. Batılı tarihçiler bu noktada Grek sözcüğünü buldular.

Yunanların Helen, Türklerin Osmanlı devri için Rum; Cumhuriyet devri için ile Yunan sözcüğünü uygun gördüğü ve çalışmalarında ele aldığı göz önünde bulundurulmalıdır.

Daha fazla bilgi: www.tesadernegi.org