Bir dönem Janis Joplin’i tanımlamak için ‘candle in the wind’ (rüzgarda mum) diye bir laf edilmişti ve sık sık tekrarlanmıştı. Aklında kalmıştı Bernie Taupin’in; birinin yaşamını özetlemek için isabetli olacağını düşünmüştü. Elton John şarkılarının sözlerini yazan Taupin, ünlü Candle in The Wind’ın yaratı sürecinin nasıl başladığını anlatırken şarkının adının böyle aklına geldiğini söylemişti. 35 yıl arayla yaşamını yitirmiş iki kadını anacaktı bu şarkı daha sonra. Tarih Ocak 1972’ydi. Elton John yeni albümü Goodbye Yellow Brick Road’u hazırlıyordu. İyiden iyiye uluslararası yıldız olmuştu artık. İngiltere’nin soğuğundan kaçıp ekip halinde Jamaika’ya gitmişler, Kingston’da otele yerleşmişlerdi. Cennete geldiklerine inanıyorlardı; ancak Kingston tehlikeli bir yerdi. Ertesi sabah stüdyoya gittiklerinde eski tip aletler, binanın etrafında dikenli teller ve tüfeklerle nöbet bekleyenleri görünce fikir değiştirip Paris’e uçmuşlardı. Yeni mekanları Paris yakınlarındaki şatoydu. Taupin şarkı sözü yazıyor, sabah Elton John’a veriyor; O da kahvaltı sırasında büyük salondaki piyanoya oturup besteliyordu. Candle in The Wind da aynı sırayla yaratılmıştı. Taupin, Marilyn Monroe hayranıydı ve onun için bir şeyler dile getirmek istiyordu. Şarkı ‘Goodbye Norma Jean‘ diye başlıyordu; yani Monroe’nun gerçek adı Norma Jeane Baker’la.

Daha fazla bilgi: www.sinemamuzik.com