Ülkemizde yavaş yavaş "tarçın elması" adıyla tanınmaya başlayan; dünyanın farklı yerlerinde guanabana, graviola, soursop ve annona muricata gibi bize oldukça yabancı gelen isimlerle anılan bir meyve bu. Tabii ki bu meyve, adını aynı ismi taşıyan ağaçtan alıyor, bu ağaç da genel olarak tropikal iklimin hüküm sürdüğü yerlerde yetişiyor.

Dikenli ve yeşil renkli dış kabuğu nedeniyle kurak havalara karşı oldukça dayanıklı olan bu meyvenin içi ise beyaza yakın rengi ve karpuzdakine benzer iri çekirdekleriyle dikkat çekiyor. Oldukça sulu ve tatlı olduğu bilinen tarçın elması, çiğ olarak tüketilebildiği gibi suyu sıkılıp içilerek, reçeli ya da marmeladı yapılarak da değerlendiriliyor.

Tarçın elması, özellikle yurt dışında yapılan birçok araştırmaya göre, kansere karşı vücudu koruyucu bir etki yaratıyor, hatta bununla da kalmayıp kanserli hücrelerin büyümesinin ve daha geniş alanlara yayılmasının da önüne geçiyor. İçindeki sitotoksik madde olarak anılan ve kanserli hücrelere savaş açan bir madde sayesinde bu etkiyi yarattığı bilinen tarçın elmasının başta meme, akciğer, pankreas ve kolon kanserleri başta olmak üzere birçok kansere karşı vücudu desteklediği bilindiği gibi, bu hastalıklı hücreleri yok ederken sağlıklı hücrelere de zarar vermediği söyleniyor.

Daha fazla bilgi: yemek.com