1954 yılında Alabama’nın Sylacauga kasabasında bulunan evinde öğle uykusuna yatan Ann, yorganla kaplanmış kanepesinde birazdan başına geleceklerden habersizce uyuyordu. Oldukça sıradan bir gündü; ta ki siyah bir gök taşı evi delip üzerine düşene kadar.

Bu hikâye hem bilime hem de meteor kurallarına aykırı. Çünkü gök taşları genellikle okyanusa ya da Dünya'nın en uzak yerlerinden birine çarpıyor. Kim derdi gezegene çarpacak bir gök taşının gelip kadının birinin evine dalacağını… Bu durum, aynı anda hem yıldırım düşüp, hem de kasırgaya kapılıp oradan çıkan bir yangında ölmenizden daha ihtimalsiz bir olay.

Daha fazla bilgi: www.ensonhaber.com