Esasında vücudumuzun tamamının %75'inin sudan oluştuğunu hepimiz biliriz. Ancak oldukça sıkışık (kompakt) yapılı beynimizin de %78-80 arasının sudan oluştuğunu söylememiz sizi şaşırtabilir. Hele ki sürekli fotoğraflarda gördüğümüz o gri-beyaz ve oldukça katı görünümlü yapının esasında büyük oranda su olduğunu duymak, daha da ilginç gelebilir.

Bu oldukça anlaşılırdır; çünkü beynin dışarıdan gelen şok darbelerine karşı dirençli olmalıdır. Kafatası dediğimiz sert kemiğin evrimleşmesinin ana nedeni budur. Ancak beyin etrafına sadece sert bir duvar örmek yetmez; aynı zamanda sıvılarla zenginleştirerek kafaya gelen darbeleri emecek bir yapı gerekir. İşte beynimizdeki suyun ana görevlerinden birisi, bu şok darbelerini emmektir.

Gerçek bir beyne dokunacak olursanız, katı bir yapı hissetmezsiniz. Esasında oldukça yumuşak, pembemsi, jöle benzeri bir yapıdır. Bu yapıyı ona kazandıran yüksek miktarda kan ve su oranıdır. Zaten bu nedenle düzenli su tüketimi, beynimiz için çok önemlidir. %2 kadar düşük düzeydeki dehidrasyonun (susuzluğun) bile bilişsel fonksiyonları olumsuz etkileyebildiği gösterilmiştir.

Daha fazla bilgi: evrimagaci.org