Viyana kahvelerinde sadece bir tane kahve sipariş ederek saatlerce oturmak ve kahvehanedeki gazeteleri okumak mümkündür. Bunun aynı zamanda "kahvehane edebiyatının" gelişmesinde önemli bir rol oynadığı düşünülmektedir.

Efsaneye göre Viyana'nın 1683'te II. Viyana Kuşatması'ndan kurtuluşu sırasında içinde kahve çekirdekleri bulunan bir torba bulunmuş, deve yemi zannedilen kahveler yakılmak istenmiştir. Lehistan Kralı bu torbayı subayı Georg Franz Kolschitzky'e vermiş ve Kolschitzky de ilk Viyana kahvesini kurmuştur. Kimi denemelerden sonra süt ve şeker ekleyerek Viyana'nın geleneksel kahve çeşidi olan Melange'ı icat etmiştir.

Gerçekteyse ilk Viyana kahvesini açan 1685 yılında Johannes Diodato adında Osmanlı'dan gelen bir Ermeni'dir. Yeni içecek kısa sürede yaygınlığa ulaşmış, 1819 yılında 25'i şehir merkezinde bulunan 150 tane kahvehane tespit edilmiştir. Bu sayı 20. yüzyılın başında 600'e ulaşmıştır. Sigara içmek ve oyun oynamak için kullanılan bu kahvelerin müdavimleri erkeklerdi. Kadınlar erkeklerle birlikte olduklarında kahvelere girebiliyorlardı. Bu dönemde kahvehaneler altın çağlarını yaşadılar. Peter Altenberg, Alfred Polgar, Karl Kraus, Hermann Broch gibi kahvehane edebiyatçılarının yanı sıra, Arthur Schnitzler, Stefan Zweig, Sigmund Freud ve Lev Troçki gibi isimler de kahvehanelerin müşterileriydi. Bu dönemde Prag, Budapeşte, Lviv ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun başka büyük kentlerinde de Viyana kahvehanelerine benzeyen kahvehaneler açıldı.

Daha fazla bilgi: tr.wikipedia.org