Sürücü, sadece direksiyon başındaki kişi değil, aynı zamanda yolun gerçek kaptanıdır! 'Sürücü' terimi, 19. yüzyılda ilk otomobillerin at arabalarının yerini almaya başladığı dönemde ortaya çıktı. Başlangıçta, bu kelime atları 'süren' kişileri tanımlarken, daha sonra motorlu taşıt kullanıcılarını ifade etmeye başladı.

İlginç bir şekilde, sürücülük mesleği dünya genelinde en yaygın mesleklerden biri haline geldi. Bugün, milyonlarca insan günlük olarak araç kullanıyor; ister taksi şoförü, ister kamyoncu, isterse işe gidip gelen biri olsun. Ancak, 20. yüzyılın başlarında sürücülüğün gerçek bir sanat olduğunu çok az kişi bilir: otomatik vites veya hidrolik direksiyon yoktu ve yollar genellikle çamurlu patikalardan ibaretti. O dönemin sürücüleri gerçek öncülerdi!

Bazı ülkelerde, ehliyet almak sadece bir sürüş testi değil, aynı zamanda psikolojik bir değerlendirme de gerektirir. Çünkü sürücülük, sadece beceri değil, aynı zamanda stresle başa çıkma yeteneği de gerektirir. Dolayısıyla, sürücü olmak sadece direksiyonu çevirmek değil, aynı zamanda yolda kendiniz ve başkaları için sorumluluk almak demektir.