Gazeteci Kadri Gürsel’in 10 Kasım’da konuk olduğu Artı Tv Hafta Sonu programındaki, “Kendimi ana akım gazetecisi olarak görüyorum. O kültürde büyüdüm. O kültürün doğru şekilde yeniden üretilmesini savunuyorum. Her ülkenin bağımsız, namuslu, profesyonel gazetecilere ihtiyacı var. O da ana akımda olabilecek bir nitelik,” sözleri “Ana akım nedir, neresidir?” ve “Profesyonel gazeteci kimdir, kime denir?” tartışmalarını başlattı. Gürsel’in bu sözleri hem desteklendi hem de eleştirildi. Peki bu sözlerin karşılığı nedir? Galatasaray Üniversitesi’nden Doç. Dr. Ceren Sözeri, Üsküdar Üniversitesi’nden Prof. Dr. Süleyman İrvan, Norveç Arktik Üniversitesi’nden Doç. Dr. Sarphan Uzunoğlu ve Bilgi Üniversitesi’nden Doç. Dr. Burak Özçetin ile söz konusu tartışmayı ayrıntılı bir şekilde konuştuk.

Ana akım kavramının İngilizce literatürden uyarlama olduğunu ve Türkiye’de somut bir karşılığının olmadığını belirten İrvan, “Bizde en baştan beri kutuplaşmış bir medya ortamı vardı. Böyle bir medya ortamında ana akım hep sorunludur,” diyor. İrvan, “Ana akım medya nedir, neresidir?” sorusunu şöyle yanıtlıyor: “Ben ana akımı politik bir angajmanı olmayan, toplumun geneline hitap eden, gündemi belirleyen, aktivist olmayan, sadece gazeteciliğe odaklı medya olarak tanımlıyorum. Bizde somut bir karşılığı yok, çünkü tam anlamıyla ana akım diyebileceğimiz bir medya yok Türkiye’de. Eğer Türkiye’deki merkez medyayı ana akım olarak tanımlarsak, çok sorunlu bir yapıyla karşılaşırız.”

Daha fazla bilgi: www.newslabturkey.org